“`html
İstanbul Doğumlu Ekonomist Evrim Kanbur’dan Çin ve Türkiye Kıyaslaması
Şanghay’da bulunan ve İstanbul kökenli ekonomist, akademisyen ve girişimci Evrim Kanbur, son on yıllık süreçte Türkiye ve Çin’in karşılaştırmasını yaptı.
X sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, “2013-2023 döneminde Çin ne başardı?” sorusunu ele alan Kanbur, “Aynı 10 yıl, farklı iki dünya: Türkiye ve Çin” ifadelerini kullandı.
Kanbur, bu süre zarfında Çin’in 98 milyon bireyi açlık sınırından orta sınıfa yükselttiğini belirtti. İleriye dönük olarak, 400 milyon kişinin daha aynı başarıyı elde etmesi için çalışmalar yürütülüyor. Çin, 40 yılda 800 milyon insanını bu seviyeye taşımayı başardı.
Çin, kişi başına düşen geliri de $7,000’den $13,000’e yükseltti. Düşük yaşam maliyetleri sayesinde, bu artışla birlikte Çinlilerin ‘gerçek refah’ düzeyinde de önemli bir iyileşme gerçekleşti. Bugün, birçok şehirdeki yaşam kalitesi, Batı’nın büyük metropollerinin çoğundan daha yüksek düzeydedir. Ekonomik yapı, kum saati formundan zeytin modeline evrildi.
Ülke, dünyanın en hızlı tren ağına sahip oldu ve 40,000 kilometreden fazla ray inşa etti.
4.5 milyon mühendis mezun eden Çin, 800’den fazla üniversite kurarak, liyakat temelinde akademik başarıları artırdı. Bu üniversitelerden bazıları dünya sıralamasında ilk 10’a, çoğu ise ilk 100’e girmeyi başardı.
5G teknolojisinde dünya lideri konumunda olan Çin, hızla 6G çalışmalarına da yöneliyor.
Ay’ın karanlık tarafına araç indiren ve Mars’a robot gönderen Çin, “Made in China” etiketini “Designed in China”a dönüştürmek amacıyla AR-GE yatırımlarını %400 oranında artırdı.
Şehir planlamalarında bilimsel modellere başvuran Çin, 300’den fazla “akıllı şehir” inşa etti.
1949’da orman alanı oranı %10 olan ülkede, 2024 yılı itibariyle bu oran %25’e ulaşmayı hedefliyor. 1999-2013 yılları arasında yaklaşık 69.3 milyon hektar alan yeniden ağaçlandırıldı.
Çin’de Kadına Yönelik Şiddet ve Önlemler
1.4 milyar nüfuslu Çin’de 2023 itibarıyla kadın cinayetlerinde 128 vaka rapor edildi. 2016 yılında çıkarılan Aile İçi Şiddet Yasası ile “ekonomik şiddet” ilk kez tanınmış oldu. Güvenlik büroları aile içi olaylara doğrudan müdahale yetkisine sahip. WeChat gibi platformlarda panik butonları ve ihbar sistemleri aktif olarak kullanılıyor. Ayrıca, 7/24 devlet destek hatları mevcut. Yaptırımlar sayesinde, failler hızlı bir şekilde ağır cezalara maruz kalıyor. Kamera izleme sistemleri, uzaklaştırma emirlerinin ihlalini otomatik olarak tespit ediliyor. Şiddetle mücadele için bilinçlendirme kampanyaları düzenleniyor ve eğitim programları hayata geçirilerek “kadına yönelik şiddete sıfır tolerans” mesajı veriliyor. Genç erkeklere yönelik farkındalık eğitimleri ortaokul düzeyinde başlatılıyor. Çin’de kadın cinayetleri, sistematik bir yaklaşımla önleniyor ve bu sorun devlete göre çözülmesi gereken bir mesele olarak görülüyor.
Çin güvenlik endeksi 71.10 seviyesinde, bu da yüksek güvenlik bandında olduğunu gösteriyor. Bireysel silahlanma yasak. Bugün Çin’de yaşamanın en güvenli ülkelerden birinde yaşamaya eş değer olduğunu açıkça söyleyebilirim.
Gelir Eşitsizliği ve Gini Katsayısı
2024 yılı itibarıyla Gini katsayısı 0.466 olarak belirlendi. Gelir eşitsizliği hakkında daha fazla değerlendirme yapacak olursak, Çin bu soruna stratejik yaklaşımlar geliştirerek, kırsal kalkınma programları uyguladı. Eşitsizliği azaltmaya yönelik bölgesel sübvansiyonlar ve dijital ekonomi alanında fırsatlar yarattı. Eğitim ve sağlık altyapılarını yaygınlaştırarak refahı toplumun her kesimine ulaştıran Çin, bu yapısıyla 2024 itibarıyla Gini katsayısını 0.466 seviyesine çekmeyi başardı. Her yıl yeni eşitsizlik çözümleri üzerine çalışmalar sürdürülüyor.
Çin’deki bilim ve akademik alanında yaşanan kaliteyi de bir örnekle açıklamak gerekir. Sahte diplomaların alınması neredeyse imkansız hale geldi. Her diploma ve not dökümü, Eğitim Bakanlığı ve CDGDC tarafından dijital ortamda saklanıyor. Gaokao (üniversite giriş sınavı), yüksek güvenlik önlemleriyle korunan bir sistemle yürütülüyor. Yapılan incelemeler sonucu, intihal oranı akademik yayınlarda %2’nin altındadır ve Çin, SCI makale sayısında ABD ile kan terleyerek aşık atmaya başladı.
Her üniversite öğrencisi, tez yazmak zorunda olup, tez orijinallik kontrolü için Turnitin benzeri sistemlerle denetleniyor.
Türkiye’nin Geçmiş On Yılı Üzerine Yorumlar
Kanbur, 2013-2023 Türkiye’sini ise şu şekilde özetledi:
Bu on yıl içerisinde, Türkiye’de kişi başına gelir $12,000’dan $9,500’e düşmüştür. Orta sınıf büyük bir daralma yaşamış, toplumun ekonomik yapısı kum saatinden zeytin modeline dönüşmüştür; ortası daralmış ve uçlar genişlemektedir.
Türkiye’nin gelir dağılımı son 10 yılda giderek kötüleşti. 2023 verilerine göre, en zengin %20’lik kesim, toplam gelirin %49.8’ini almaktadır. En yoksul %20’nin payı ise sadece %5.9 düzeyindedir. 2006 yılında 0.38 olan Gini katsayısı zamanla 0.43’e çıkarak dikkat çekmektedir. Sosyal transferler ve zayıf vergi sistemleri, eşitsizliği azaltma mekanizmalarını çalışamaz hale getirmiştir. Buna bağlı olarak zenginler daha da zenginleşirken, orta sınıf çok daha dar bir hale gelmiştir. Çin’in Gini katsayısı, Türkiye’den biraz daha yüksek olabilir, ancak Çin bu sorunu üretim ve altyapı yatırımlarıyla çözmeye çalışırken, Türkiye’nin durumu daha çok rant odaklı bir gelişim süreci izlemektedir.
Türkiye, enflasyon oranları açısından dünyanın en yüksek sıralamalarında yer almakta; 2022-2023 döneminde %80’lere ulaşmıştır.
Sürekli değişen eğitim sistemi nedeniyle üniversite mezunları iş bulmakta zorlanmaktadır. Beyin göçü, son 10 yılda 700.000’den fazla nitelikli gencin yurtdışına gidişiyle rekor seviyeye ulaşmıştır.
Deprem sonrası hala çadırda yaşamaya devam edenler mevcut.
Hızlı tren projeleri yerine birçok müteahhitin sayısı arttı.
Bilimsel başarılar yerine dizi ihracatıyla övünüldü.
Kişi Başına Gelirin Düşmesi ve Eğitim Sorunları
2025 yılı itibarıyla 400’den fazla sahte doçent ve profesör belirlendi. Akademik başarıda liyakat değil, tanıdıklık ön planda. “Yayın yaptım” denilen dergilerin büyük bir kısmı ya sahte ya da predatory özellikler taşımakta. Google Translate ile çevrilmiş, bilimden oldukça uzak makalelerle unvan dağıtıldığı bildirilmektedir. Ayrıca, bazı vakıf üniversitelerinde tezlerin intihal oranı %30’un üzerindedir. Son 10 yılda akademik dünyada nitelikten ziyade etiket üretimi öne çıkılmıştır.
Türkiye’de kişi başı gelir $9,500 seviyesine düşerken, 55 milyon dolar harcayarak uzaya “fotoğraflık” bir astronot göndermiştir; ancak hala uygulamada olan bir uzay politikası olup olmadığı netleşmemektedir.
Son 30 yılda yaklaşık 1 milyon hektar net artış sağlanmış olmasına rağmen, bunun yarısından fazlası verimsiz veya bozulmuş alanlardır. 2024’te yaklaşık 26.2 bin hektar doğal orman alanı kaybedildiği belirtilmekte. Ormanların yaklaşık %40’ı “çok bozulmuş” kategorisine girmekte olup, yıldan yıla bozulma riski ciddi seviyelerde devam etmektedir; iklim değişikliği, yangın ve madencilik baskıları bu durumu artırmaktadır.
Türkiye’de 2024 yılı içerisinde 411 kadın cinayeti meydana gelirken, 391 vaka ise şüpheli ölüm olarak rapor edilmiştir. 2025’in ilk yarısında ise 193 kadın öldürülmüşken, 149’u şüpheli ölüm olarak belirtilmiştir. Çin’deki bir kadının öldürülme riski Türkiye’ye göre 750 kat daha düşüktür. Çin’de kadın cinayetleri istisnai bir durumken, Türkiye’de her gün medyada gündem olmaktadır.
Türkiye’deki güvenlik endeksi ise 51.04 olarak orta risk bandında yer almakta; ancak yükselen suç oranları ve yaptırımların yeterli olmaması gibi sebepler, halkın güvenlik algısını olumsuz etkilemektedir.
Çin, 1949 yılında kurulmuş olmakla beraber, 5 bin yıllık köklü bir medeniyetin mirasına sahiptir. Türkiye ise 1923’te kurulmuş ancak 1000 yılı aşkın bir tarih boyunca (Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet) büyük bir geçmişe sahiptir. Cumhuriyetten sonra Çin 25 yıl içinde bizden çok ileri bir seviyeye ulaşmışken, Türkiye hala niyet ve nitelik konularında tartışmalar yaşamaktadır.
Tekrar Eden Bir Soru: “Neden Olmuyor?”
Kanbur, “Bunlar istatistik değil; gerçeğin ta kendisi” diyerek yazısına son verirken, “Bir yerde başarılabiliyorsa, bizde neden hala olmadığını düşünüyorum. Yazdıklarımla umuyorum ki ülkemizde de bir dönüşüm gerçekleşebilir. İnsanlarımız daha iyisini hak ediyor. Yeter ki isteyelim ve liyakat ile akla değer verelim.” şeklinde ifade etti.
Kimdir Evrim Kanbur?
Türk akademisyen, ekonomist ve girişimci Evrim Kanbur, son dönemlerde Çin’deki yaşamı, eğitim çalışmaları ve girişimleri ile dikkat çekmektedir. İstanbul Üniversitesinden Ekonomi lisans ve Bankacılık-Finans yüksek lisans diplomasına sahiptir. Meslek hayatına Deloitte’da denetçi olarak başlamış, ardından mobil ödeme sistemleri ve Riot Games Türkiye’de iş geliştirme alanlarında görev yapmıştır.
Uzun yıllardır Şanghay’da ikamet eden Kanbur, Shanghai Jiao Tong Üniversitesi, Alibaba Business School ve Skema Business School gibi pek çok eğitim kurumunda ekonomi, girişimcilik ve dijital pazarlama dersleri vermektedir. Ayrıca, Çin’in toplumsal ve ekonomik dönüşümüne dair değerlendirmeleriyle akademik alanda önemli bir yere sahiptir.
Kanbur’un kurduğu “Expat Neighbors” (HeyNeyb) platformu, yabancılar arasında dayanışma ve komşuluk ilişkilerini geliştirmeyi hedeflerken, Shanghai Storytellers, Evolution Training ve LIT Community gibi sosyal girişimlerinde de aktif görev alıyor.
Evrim Kanbur, kadın hakları, eğitim reformları ve sosyal kalkınma gibi konularda yaptığı çalışmalarla öne çıkmakta ve TEDxYouth@Suzhou etkinliğinde konuşma yapan ilk Türk kadın konuşmacı olma unvanına sahiptir.
“`