“`html
Resmi Gazete’de yayımlanan 2025 yılına ait verilere göre, Türkiye genelinde 3 milyon 16 bin 495 memurun 2 milyon 319 bin 157’si sendika kaydı bulunuyor. Memur-Sen, 1 milyon 78 bin 831 üye ile en büyük konfederasyon olurken, Türkiye Kamu-Sen 560 bin 60, KESK ise 166 bin 266 üye sayısına sahip.
MEMUR-SEN’İN YÜZDE 2476 BÜYÜMESİ
AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesiyle hızlı bir büyüme gösteren Memur-Sen, üye sayısını 23 yıllık süreçte yüzde 2476 oranında artırmayı başardı. Bu arada, KESK’in üye sayısında yüzde 36,62’lik bir düşüş yaşanırken, Türkiye Kamu-Sen, mevcut süreci daha az kayıpla geçirdi. 2002’de yalnızca 41 bin 871 üyesi bulunan Memur-Sen, 2025’te 1 milyon 78 bini aşarak toplu sözleşmelerde yetkili konumuna yükseldi.
TOPLU SÖZLEŞME YAKLAŞIMI
Bu büyüme yalnızca sendikalaşma ile sınırlı kalmayıp, toplu sözleşme masası üzerindeki etkilerini de gösterdi. Memur-Sen’in yetkili olduğu dönemlerde, kamu çalışanlarının ücretleri ve sosyal hakları büyük ölçüde azaltıldı. Maaşlar, enflasyona karşı değer kaybetti ve ek ödeme sorunları memurların alım güçlerini ciddi şekilde etkiledi.
ENFLASYON KARŞISINDA ZAMLAR YETERSİZ KALDI
2024 toplu sözleşmesinde memurlara yapılan ilk 6 ayda yüzde 15, ikinci 6 ayda yüzde 10 zam önerildi. Ancak, bu oranlar resmi TÜİK enflasyon oranlarının oldukça gerisinde kaldı. Maaşlar, yılın başlarında enflasyon karşısında değer kaybetti. Buna rağmen, Memur-Sen imzaladığı sözleşmeyi “tarihi kazanım” olarak sundu.
YETKİLİ SENDİKA GÜNDEMDE
1 Ağustos’ta başlayacak olan 2026-2027 dönemi toplu sözleşme süreci öncesinde, gözler Memur-Sen’e çevrildi. Yetkili sendikanın masada yer alması, kamu çalışanları arasında ciddi bir temsil sorununa işaret ediyor. Bu durum, sadece rekabeti değil, aynı zamanda temsil ve mücadele hakkının zayıflamasını da beraberinde getiriyor.
MEMUR-SEN’İN ZAM TALEPLERİ
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “en az yüzde 110 zam” talebiyle kamuoyuna çıktı. “Geçmiş dönem kayıplarının telafi edilmesi” ve “refah payı” taleplerine rağmen, hükümetin yüzde 15 + yüzde 10 teklifine onay verildi. Bu zam teklifi ile birlikte maaşlar, enflasyon karşısında hızla eridi. Yine de sorumluluk alınmadığı gözlemlendi.
BENZER SÖYLEMLER TEKRARLANIYOR
2026-2027 süreci yaklaştıkça Yalçın, benzer söylemlerle kamuoyuna tekrar çıktı. “Kayıplar, enflasyon farkı ile değil, refah payı ile telafi edilmelidir” ifadesini kullandı. Önceki sözleşmede yaşanan sorunların üzeri kapatıldı. Açıklamanın yapıldığı dönemde, memur maaşları zamlarına rağmen açlık sınırına yakın seviyelerde kaldı.
MEMUR-SEN’İN TARİHİ GELİŞİMİ
1995 yılında “inançlı kamu çalışanlarının” örgütlenmesi amacıyla kurulan Memur-Sen, AK Parti döneminde hızlı bir şekilde büyüdü. Başlangıçta dini hassasiyetleri savunan bir yapı olan bu konfederasyon, zamanla kamu üzerindeki siyasal denetimin bir aracı haline geldi.
KAMU ARAZİLERİNDEN RANT ELDE EDİLİYOR
Memur-Sen’e bağlı TOKİ Memur Konut Yapı Kooperatifi aracılığıyla lüks konut projeleri, piyasa fiyatlarının altında satılarak yüksek kârlarla devredildi. Ankara’da kamu arazilerinin bu şekilde ranta açıldığı belgelerle ortaya konulurken, İzmir Menemen’de sosyal konut adı altında başlatılan projede milyonluk villaların inşa edildiği belirlendi. Bu projelerde alıcıların çoğunluğunun Memur-Sen üyeleri olduğu kaydedildi.
YATIRIM ŞİRKETLERİ ÜZERİNDEN ÇIKAN SORULAR
Rant ilişkilerinin yalnızca kooperatiflerle sınırlı olmadığı anlaşıldı. Paraf Yatırım Gayrimenkul AŞ kurucuları arasında Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Soner Can Tufanoğlu ve Genel Başkan Ali Yalçın’ın oğlu Yuşa Yalçın yer alıyor. Bu durum, sendikanın kamusal haklar yerine özel çıkarlar için örgütlendiği eleştirilerini gündeme getirdi.
ÜYELİK BASKISI GÖRÜŞMELERİ
Kamu emekçileri, Memur-Sen’e olan yönelimin gönüllü değil, baskı ve yönlendirme sonucu gerçekleştiğini ifade ediyor. Anketlere katılan memurlar, işe alım sürecinde imzalanan belgeler arasında sendika üyelik formlarının bulunduğunu, üyelikten ayrılmanın iş kaybı korkusu nedeniyle mümkün olmadığını belirtmektedir.
MEMUR-SEN’DE ÜYELİK ARTISI
Kamu çalışanlarının kariyer planlamalarında da Memur-Sen üyeliği belirleyici bir rol oynamaya başlamıştır. Amir, müdür ve şef gibi kadrolar ağırlıklı olarak Memur-Sen üyelerinden oluşmakta, KESK üyelerinin bu pozisyonlarda yer bulamadığı ifade edilmektedir.
KESK’İN ÜYE KAYBIP NEDENLERİ
Çalışanlar, KESK’in yaşadığı üye kaybının sadece baskı ile açıklanamayacağını vurguluyor. KESK’in, üyelerine yeterli destek verememesi, sendikal güvensizlik yaratmakta ve bu durum, güvenceli örgütlenme talep eden memurların farklı sendikaları tercih etmesine neden olmaktadır.
SENDİKAL PARÇALANMA SORUNU
Sendikal alandaki bölünme, örgütlü mücadeleyi zayıflatmaktadır. Özellikle sağlık sektöründe 58 sendikanın bulunması, ortak taleplerin dile getirilmesini güçleştirmektedir. Emekçiler, çevrimiçi ve bağımsız sendikaların sayısının artmasıyla birlikte birlik olma zeminlerinin zayıfladığını ifade etmektedir.
ÜYE SAYILARINDAKİ GÜNCEL DURUM
2024-2025 ÜYE İSTATİSTİKLERİ
Memur-Sen: 1 milyon 71 bin 632 → 1 milyon 78 bin 831 | Artış: 7199 (%0,67)
Türkiye Kamu-Sen: 544 bin 226 → 560 bin 60 | Artış: 15 bin 834 (%2,91)
KESK: 167 bin 568 → 166 bin 266 | Azalma: 1302 (-%0,78)
2002-2025 DÖNEMİ ÜYE DEĞİŞİMİ
- Memur-Sen: 41 bin 871 → 1 milyon 78 bin 831 | Artış: 1 milyon 36 bin 960 (%2476,7)
- Türkiye Kamu-Sen: 329 bin 65 → 560 bin 60 | Artış: 230 bin 995 (%70,2)
- KESK: 262 bin 348 → 166 bin 266 | Azalma: 96 bin 82 (-%36,62)
“`
